Bazı geceler vardır saat dokuz oldu mu uykun gelir akşamın yorgunluğuyla ama on ikide ancak yatağa girersin. Göz kapakların sanki mıknatısmış gibi birbirini çeker. Ama bakarsın saat iki olmuştur ve hâlâ uyuyamamışsındır. İşte aynen öyle bir gece daha. Bilim kurgu filmlerine çok sardım bu ara gelecek ve teknoloji kafamı çok meşgul ediyor. Okul bitti o yüzden artık daha da boş vaktim oluyor. Karga bokunu yemeden miydi o söz tam emin olamadan yazıyorum yine de alışkanlık, sabahın köründe uyanıyorum. Severim erken kalkmayı. Güne hükmedebiliyormuşum gibi hissettiriyor.
Bu aralar çok gözlem yapıyorum. Çevremi, insanları ve davranışlar silsilesini. Bu hafta içinden itibaren hergün birileri bir söz verdi ve tutmadı. Birileri ile buluşacaktım ama aramadı, kararlaştırılmış gün ve saat olmasına rağmen. Bu bir tesadüf müydü pek emin değilim. Ben de ısrar etmedim üstüne hatırlatmadım ve aramadım. Birbirinden bağımsız olay ve kişilerin beni görmezden gelmeleri mi deyim yok saymaları mı yoksa hatırlanmaya değer mi bulmamaları. Bilemedim. Ama düşündüm ben mi istedim zorla ki, söz vermek zorunda bıraktım, ısrar mı ettim... bazen olmaz. Galiba bu insanlar da benim yörüngemden çıktılar. Çekmiyor galiba uydular falan. Ve inan umursamıyorum. Sadece bu kadar tesadüf Merkür veya Satürn'e yıkılmamalı diye düşünüyorum.
Topladım her şeyi. Kafamda da hayatımda da konuşulacaklar konuşuldu, atılacaklar atıldı, boşverilmesi gerekenler boşverildi ve gönderilmesi gerekenler son derece rahat bir biçimde gönderildi. Hani meşhur bir söz var ya "her şey sen de bitiyor" diye. Bende başladı bir hastalık yüzünden ve yine bende bitti. Kafam da gönlüm de rahat. Bilinmezden çıkmak huzur veriyor. Hep derim, ya siyah olmalı ya beyaz gri olmaz. Ya iyisindir ya kötü. Ortası yok bu işin. Her insan bünyesinde barındırır iyiliği de kötülüğü de ve ikisi birbirine karışmaz içlerinde taşırlar o duyguyu.. o yüzden sevmiyorum bu kargaşayı. Düz bir insanım ben senin imân beni bağlamaz ki.
Bir hocam var zamanında babam gibi gördüğüm, hizmette de saygıda da kusur etmediğim. Bana hep sen, sana faydası olacak, senin yolunu açacak insanlara yaklaşmıyorsun. Bildiğini okuyorsun diyor hep. Bu hocam dört yıl boyunca yardım ediyormuş gibi yapıp aklımla oynarken ben yine özümden taviz vermemekte diretiyorum. Bu gibi insanlar hepinizin hayatında vardır. Siktir çekemezsiniz. Sizi kalıplara sokmaya çalışırlar. O'cu bu'cu olursunuz. Orospu çocuğu gibi. Omurganız olmazsa yılan gibi her delikten geçersiniz. Ben deve olmaya razıyım. O diken ağzımı parçalasa da ben yerim. Insan olup sizin yediğinizi yeyip sizin gittiğiniz yola gitmektense.
Bir devir daha kapanıyor dolu dolu geçen bol öğrenmeli, bol kavgalı, bol kazıklı... ama mühim olanı başarmaktı değil mi? Oğuz Atay'ın misafir teorisini yenmek. Yolun başındayken sonunu bilmek. Sana yalan söylendiğini üst dudağındaki o gülümsümeden, seni anladığını gözlerdeki hüzünden anlamak. Sana boş vaatlerde bulunanları içinden söve söve anlamlı bir gülümseme ile dinlerken günün sonunu kestirmek. Çok şey... yardım için defalarca kandırılıp yok sayıldığını bile bile yine yardım isterken, bir umut olacak işini bile oldurtmaz bu insanlar ya, ha bunu bile öğrendiğim yaştayım.
Aileme ne kadar kızgın ve kırgın olsam da en işe yaramaz aile üyem bile bu insanlardan bin kat daha inançlı daha omurgalıymış anladım. Şu inanç meselesine gelecek olursak da hep gözünüzün içine baka baka " ben sizin inandığınız Tanrı'ya inanmıyorum" derken dahi anlamadınız beni. Ahh din softaları! Ah bu devrin Firavun'ları! Size genlerinizden riyâkârlık aktarılmış. Münafıklık ve de yavşaklık. Nerede bir şey abartılıyorsa orada o şey yoktur. Herkes kendinde olmayanı ister.
Geçen ay Ankara'nın tepesinden uçakla uçuyorken farkettim, her beş yüz metreye bir cami dikilmiş. Neyin ispatı bu camiler bre gafiller.! Insanı insanlıktan, dindarı dinden çıkarırlar. Vergi kaçırmanın yolunu camilerde bulmuşlar. Ahlak çökmüş, din çökmüş, milleti de siliyorlar. Savaş bizi yıkamaz zaten enkaz halinde 21. yy'ı can çekişerek geçiriyoruz.
Bir kesinlik var ki o da büyük başarılar büyük yıkımları getirir. Yeni çağı başlatan Fatih, en büyük yıkımı getirmişti aslında. Yükselme döneminde ecdadı devrinin koşullarını bilseydi komşuları ile uğraşmak yerine bugün bir karış toprağı olan ülkelere yaranmak zorunda kalmaz borçlu da olmazdık. Aq barbarlarına kuyruk olmaya çalışmazdık. Hâlâ birilerine yaranmaya çalışıyoruz şu yüz yılda. Anasını satayım ben 33 yılda anladım da bunları, bu millet 5000 yılda anlayamadı.
Neyse bir saat yine yazdık kafamızı susturalım diye. Yazmak için de yazmaz insan içine sığdıramadığını gücü yettiğince kalemine anlatır. Bardağımızı boşallttık artık doldurana kadar, şey de denir de mi "Eteğindeki taşı dökmek" ?? Görüşmek üzere, esen kalın uyuduğunuz uyku sadece dinlenmek için olsun. Uyumak için koyun sayan bir nesilden Kurt sevmesi beklenmez. :)
29.06.25 /02:07|fk
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
düştüysek kalkarız daha ölmedik ya!⚡️
Bazı geceler vardır saat dokuz oldu mu uykun gelir akşamın yorgunluğuyla ama on ikide ancak yatağa girersin. Göz kapakların sanki mıknatısmı...
-
Fatımalar düşkündür babalarına, babalarından sonra kalmak mirastır Hz. Fatıma'dan onlara... 25.05.19/03:27|fatikozanoğlu
-
Hiç giymediğim kıyafetlerim oldu yıllar var. Kiminin bedeni uymadı. Yokluk gördük çok zaman. Birileri verdi koyduk bir köşeye. Giyilmedi, gi...
-
Bir arkadaşım var, her ne kadar tanımasam da kimdir, necidir bilmesem de... ben kendime "yazarak konuşanlar" derken o "sonral...
5 yorum:
Fati hanım, zihninizin yorgunluğunu anlıyorum ve insanlığa kızgınlığınızı.. Yaşam ne kadar ağır olsa da, yaşamaya da o kadar yakınız..
Siyasi görüşünü sevmediğim ama bir çok şarkı sözünü oldukça doğru bulduğum bir sanatçı var diyor ki: "doğdun da büyüdün ama yaşamadın sen". Biz bu gruba giriyoruz sanırım. Yaşama yakın dünyadan uzak.
İnsanlıktan uzak olmak fena bir durum değil fakat elbette iç içeyiz ve birlikte yaşamalıyız, bu kısmı hep hüzün olacak belki.. Bir dağ gibi yaşamak var, nehirler süsleyen eteklerini..
Kuş uçmaz kervan geçmez bir dağ düşün tepesinde mantar bulutlu... göğe yakın zamana aşina.
Ve boğaz rüzgârı olsun bir de.. İki de demli çay..
Yorum Gönder