14 Haziran 2025 Cumartesi

telaşsız

 çaresizlik diye bir şey var mı emin değilim ama tüm yardımları reddetme, derdini anlatamama, çabalamama ve hevessizlik var. istesem çare arayabilirim, istesem vazgeçebilirim ya da istesem kaybolabilirim. bir hafta oldu evden çıkmadım pencereyi ara ara açıyorum. dışarı bakıyorum ve yürüyen kalabalığı, sıcak havayı, esmeyen rüzgarı görüp tekrar pencereyi kapatıyorum. yıllardır dizi izlemiyordum öyle ara ara baktığım şeyler vardı ama sıkılıp devam etmiyordum bir haftada ne kadar dizi izleyip bitirdim saymadım. sarmadı kapattım. ben var ya kitaptan sıkılsam ayıp olmasın diye okuyan insandım valla içim de almıyor dışım da. sanırım bir tükenişin içindeyim ya yeniden doğacağım ya da bu iç bunaltıcı ortamda boğulacağım. 

 hedefsiz, isteksiz, umutsuz, yorgunum. bayadır ağrımıyordu boynum, o bile başladı usul usul. halim keyfim yok. buna depresyon mu derler yoksa işsizlik mi bilemedim. yazları oldum olası sevmedim. bu havalar beni daha depresif yapıyor ve çaresiz de değilim ama içim almıyor. biri beni şöyle bir dövse kafamı gözümü kırsa, elim kolum sarılı olsa ancak o zaman sanırım bu hissizlik yerini acıya bırakacak. lan canı dayak isteyen bir benim sanırım valla bu sıkıntıyı atacak başka bir şey bulamıyorum. hiç dayak yemedim belki filmlerde görüldüğü gibi değil diyeceksiniz ama çok bisikletten düştüm haftalarca kolum bacağım sargıda kaldı, yara bere içinde çok gezdim o yüzden o acı var ya kolunu dahi kıpırdatamama o acı bana unuttururdu her şeyi. 

 ama düşmek yasak. sonsuzluk yasak diye bir roman var bak okumanızı şiddetle gdsggfdfg tavsiye ediyorum. şiddet yok tabi romanda öyle yasak falan deyince aklıma geldi. baş ağrım dinmiyor yazmak da unutturmadı bak kendimle çeliştim ağrımı unutmak için yazarken ağrılar dileyip içimdeki acıdan kurtulmaya çalışmam ne büyük çelişki. içim dediysem kafam. malum kalpte bir acı bir sıkışma bir üzüntü keder yok. kafam susmuyor. tenin ağrısı belki içerimi susturur umudundayım. 

 derin bir iç çekiş ve kırgın bir ruhtayım. çabalıyordum vazgeçtim. kendimden bile sanırım vazgeçtim. erol evgin diyor ya '' hani yıldızlar yanıp sönerken, hani bir yıldız kayar da insan, hani bir telaş duyar ya birden, işte öyle bir şey''... bırak tek yıldız kaymasını yıldız yağmuru görsem içimdeki ölüyü diriltemez kaldı ki telaş, ölüde hissedilmez. dua ederken bile artık edecek bir temennim yok, elimi açıp susuyorum, bir köle teslimiyetiyle ne verirsen razıyım der gibi, dilek yok, hayal yok, zaman yok... neyse küçük harflerle yazdığım bu yazımı bir gün güzel şeyler olur eski heyecanımı kazanırım umuduyla bitiriyorum. esen kalın!

14.06.25/22:28/ fk

14 yorum:

Bu Adam dedi ki...

Açılan pencere karşısında uçuşan kuşlar düşledim ve ekledim; içeri davet etmelisiniz belki ve içeride anlatmalısınız kendinizi ve yaşamı...

Firavunun kurdurttuğu kule dedi ki...

Ya aslında ben kafesteysem, ya kuyudan çıkmış ama zindana atılmışsam... dedim ya benim kuyuya kendini atan ve yine benim zindana düşen. Özgür olan kuşlara kıyamam.

Musa'nın asası dedi ki...

Özgür olan kuşlar, peşlerinden getirir özgürlüğü; kendini atana da, yaralanıp düşene de kanat açarlar. :)

ağacın altındaki ışık dedi ki...

bir ankadır belki ama ya beklediğim bir hüdhüd ise.. bana hakikat gerek sonsuzluk yasak.

Ağacın altındaki ışığın vurduğu bankın gölgesi dedi ki...

Sonsuzluk zihinde olsun, hakikat yürekte... Ve belki bir saka kurtaracak, avuçta titreyen.

bozdoğan ve yılanın hikayesi dedi ki...

saka kafesleri, insanları sever insana alışkındır ben yabanda bir doğan gibi hissediyorum, bilirsin ki doğan için kafes ölümdür bir bozdoğan kendini kapatıyorsa bir kafese belkide aradığı hürriyetten daha başka bir şeydir ha!

Demli çay dedi ki...

Sakayı kafeste tutmak değil maharet, özgürce dost olmak.. Ve doğanın aradığı zaten içinde, biliyorum, özgür olmak var da, yaşam titreyişi, içindeki dinmeyen sancıyı sorgulamak var hep.. Bu elbette dinecek..

Nuh'un gemisindeki kuş dedi ki...

Zeytin dalı ile gelecek, elbet dinecek temennim!

Yalı çapkını uçuşu dedi ki...

Hemen pencerenizin önünde belirecek o dal belki, gülümseme iliştirilmiş bir düş ile..

Pencerenin perdesini havalandıran rüzgar dedi ki...

Yas bitti, pencerem açık, yüzümde gülümseme rahatta bekliyorum :)

Penere önü çiçeği dedi ki...

Böyle muazzam bir haber alacağımı düşünmüyordum, sevindirik oldum!

şebnem ferah'ın da dediği gibi dedi ki...

Zaman geçmek bilmez önce
Sonra yıllar sayamazsın
Bir bakmışsın geçip gitmiş hayat...
...özgürce yaşa...

Mavi sakal dedi ki...

Genç Osman da der ki; Bu Şehirden.. ritmiyle iki çay içilesi :)

Çaya bahane aranmaz dedi ki...

Eyvallah! 😁

telaşsız

 çaresizlik diye bir şey var mı emin değilim ama tüm yardımları reddetme, derdini anlatamama, çabalamama ve hevessizlik var. istesem çare ar...