11 Ocak 2025 Cumartesi

birinci ayın on ikinci günü🤯🔫

Şuan an itibariyle Ocak ayının 12'si. Gece 2 yazmaya başlamışım. Bugün bir garibim. Bir ayrı yorgun. 4 yılın yorgunluğu var üstümde. Acayip bir haldeyim. Sanki yarın yok. Yarın olmayacak kafamın üstündeki ağrı bu ara başımın üstünde taşımak istemediğim tek şey galiba. Geçmiyor. Acayip yalnızım. Yalnızlıktan öleceğim gibi. Ama insani bir yalnızlık değil bu bu bambaşka daha bir kaç saat öncesine kadar kalabalıktım yarım saat önce abimle konuştum. Bir garibim dedim. Bir sıkıntı var içimde değil kafamda. Sanki çok çalışmaktan ısınmış bir bilgisayar ya da telefon gibi. Abimin dediği gibi değiştiremiyorsam akışına mı bırakmalıyım... o bu kadar fiyakalı kurmaz tabi cüleyi onun tabiri ile "siktir et'eyim mi?  Bilmiyorum. Valla hiçbir şeyi bilmiyorum. Sanki sorgudayım ve gerçekten bilmediğim bir şey soruyorlar ve ben kafamı vura vura bilmiyorum. Lan neyi bilmem gerektiğini ve bilmediğimi de bilmiyorum. Ben bu yaştan sonra gri insanı değilim. Ya siyah ya beyaz tahammülüm yok ortasına.
Bugün bir ayrı hastalık sarısı hissediyorum. Hani ya siyah ya beyazdı? Toz pembeler gitti. Benzi soluk bir şehir. Havası kömür, is ve kir. Gri desem hiç değil. Tozu dumana katmış bir şehir. Umut yok. Sanki son durağındayız ömrümüzün. Hüzün yağmurları yağacak baharda. Sarı sıcaklarda kavrulacağız. Kar, tipi, zemheri, ayaz her yan ve ölüm gelecek o an...
Umut olsa her yer turkuaz, turuncu bir güneş, pembe bir mehtap, ve o yeşil gözlerde aradığını bulduğunu hissettiğinde parlayan ışık. Akı kadar duru dağlar kadar yüce. Tanrı kadar mavi. Umut renkli. Umut gökkuşağının 7 rengi. Umut her yan. Ebem kuşağı, ebegümeci.. umut yağmur sonrası toprak misal. Umudunu kaybeden bir zihinsel acı ile donanmış beden. Dedim ya bet beniz kalmamış bende. Safran sarı bir sıcaklık var. Bunaltıcı kahverengi bir ağrı. Kızıl bir sızı ve yine acıyla göğüs göğüse rengi pastel bir nefes darlığı. Acıya ettiğimiz güzellemeler ile alıştığımız gerçeği. . .
Bugün ayın 12'si lan daha dün kutladıktı ya yeni yılı? Geçen zamana hükmedememek ne acı. Hiçbir gücün satın alamayacağı bir üst güç. Milyonlarca level üst falan yani.. zamana yenik düşüyor yaşayan. Ölen zamanı dondurma şansına varmış. 7 atlı 4 günde 12 aylık yolu 365 adamı arkasına katarak yol almış. Atlar yılkı. Yoksa 4 gün ne kelime.   Yılkı ata binmek kolay değil. Nasıl buralarda dişi ata binilmiyorsa yılkı da binilmeyen o dişi atlara deniyor. Doğada özgürce koşan atlar bir bir büyüyor. Atlar da 11 aylık doğuyor. Bir de insana toy ata tay diyorlar. Neyse zihnimin karmaşası bu konuyu tartışmaya şimdilik kapatıyor. Gücü yeten gelsin açsın bu konuyu. Olmayan insanları, olmamış meyveler gibi ...
Zihinim Siverek sularına da Silifke yoğurdu çalıyor. Hoca Nasrettin de eşşeğini kaybetmiş bir de ata binmiş mi Ya Nasip diyor. Barış Manço dere boyu kavaklara işte hendek işte deve diyor. Neşet dedem Kesik Çayır'ı biçmiş, Zahide'yi almaya gidiyor. Ferdi baba da Fadime başkasına kaçınca Emmoğluna gidiyor Çeşmenin başına inen bir güzeli anlatıyor. Offf ulan.! Yandı benim kayışlar. Neyzen Tevfik su veren itfaiyenin hortumuna söver diye ben geceyi burada söndürüyorum. Yaşayanlara selam olsun.

12.01.25/03:08|fk

4 yorum:

Bu Adam dedi ki...

Yaşam ne ilginç değil mi? Karmaşık bir çağda, anlamsız bir evredeyiz.
Yağmur bile yorgun, nehirler bile suskun.. En az benim kadar..

bu kadın dedi ki...

yaşam ilginç değil insanlar ilginç sıradan bir hayat gelişi güzel yaşayan canlılar nesli falan tükenmemiş yani, bir insan kabilesi geliyor o hayvanları bir bir avlıyor ekosistem değişiyor o hayvanın birini düşün doğada ne muhteşem bir görevi var falan ama yumurtlama ya da bakım evresi doğumu falan insan kadar uzun ve insan yavrusu kadar belli bir süreye kadar bakıma muhtaç .... insan geliyor korkudan ya da başka hayvanı öldürüyor ... o hayvanın doğadaki yeri boşalıyor ... insan yok ediyor yenilenmek için yok ediyor yenilmemek için ise ha bire tüketiyor.. yağmur o yüzden belki kırgın nehirler o yüzden çağlamıyor çünkü gök kudreti insanı ile meşgul insanın doğasında ise doğa yok velhasıl .. siz insansınız en az ben kadar .. yorgunluk vs bunlar insandan bir de karşıdan bakın kendinize asıl yorgun olan ve susan yolun karşısından izliyorsa sizi.. yok olmadan yorgunluğunuzu bir pınar başında suya nazireler düzerek giderin deniz, pınar, nehir, ırmak senin zerren ile ıslanmakta deyin iyilik gelecektir :)

Bu Adam dedi ki...

Bu sistemleri, bu anlamsızlıkları ve diğer çoğu şeyi üreten ve tüm bu hammaddeyi bize veren doğayı (dediğiniz gibi) hunharca harcayan insanlık.. İyilik gelsin de, yolu fazla uzatmasın, hemen şurada bir nehir var, ona tutunsun, deyin ona.. :)

Bu lnsan dedi ki...

Yol elbet size de çıkacak. Nehire tutunmak niye? Her bir zerresi su olan insan içindeki cevheri henüz atmadı suya. Suya anlatmakla yetindi korkularını. Sel götürdü ama yel yetirececek iyiliği ummadığınız anda. :))

hevessizleştirildik🍂

Tam 00:00'ı gösteriyorken saat, dilime dolanmış son bir kaç yılımı özetleyen bir şarkı. "Sabır öylece kaldı da sabredeni söyle kim ...