Neyse amma da uzun ettik. Sanki Divan şiiri yazıyorum mübarek bu ne uzun girizgah. Selamlayıp başla işte haydi Bismillah! Niyet de edeyim mi "niyet ettim Allah rızası için alayınıza sövmeye" diye. Tövbe çekip yargılayasıcalar sizi. Sizi gidi beynamaz, vurdumduymaz, hayasız, ahlaksızlar sürüsü. Kime yazıyor bu deli demeyin şimdi. Gider bu söz yerine tokat gibi.
Dün bir şey öğrendim. Ve lanet olası bu hastalık yüzünden nereden öğrendiğimi dakikasında unutup ne hikmetse bu sözü aklıma Attila Ilhan gibi mıh gibi kazıdım. Diyor ki sizi üzen her kimse hayatın bir yerinde o üzdüğü yerden üzülüyor. Kırdığı yerden kırılıyor. Ama sizden gelmiyor o üzüntü başka biri o kişiyi sizi üzdüğü yerde üzüyor ve onun da işi rast gitmiyor. Hastalıklar yakasından düşmüyor. Iki yakası bedelini ödeyene kadar bir araya gelmiyor. Ama bela da sizden gelmiyor. Ne güzel değil mi? Buna ilahi adalet diyorlar. Allahın sopası yok diyorlar. Yani sen dilinde tüğ bitirme, güzel çeneni yorma beddua ile diyorlar. Ne mükemmel şey değil mi? Neydi kuldan bela gelmez hak yazmadıkça Hak bela yazmaz kul azmadıkça. Allahım paradoksun göbeğinden sola dönün şimdi vicdanınızda bi durun bakalım.
Gülümseyerek bela okumaya devam edecektim ki Ulu Tengri kızmasın bana. Havalemizi fast olarak yaptık Allahım. Amin. Delirmenin eşiğindeyim. Yolsuzum. Bir an bu kelimde z yerine s mi yazacaktık lan diye tereddüt ettim ki Hasbinallah ve nimel vekil diyesim geldi şimdi. Ee ne diyecem başka. Sıyırmış benliğim içinde dört nala giden doru taylar var. Nal sesleri takkırı tukkuru... ben de o ahenkte parmaklarıma döküldükçe kelimeler yazıyorum işte.
Sizin edebi masallarınıza, siyaset güzellemelerineze, yalakalık ve soytarılıklarınıza benzemez benim cümlelerim. Bir kişi dahi beğenmese yazınızı infilak edersiniz. Çalıntı hayatlar ile sahte cümleler kurun bakalım sizi gidi dalkavuklar sizi. Kavuğunuz olmasa belki eşşek kulaklarınız görünecek Midas gibi de ondan böbürlenirsiniz. Başınız isterse arşa yükselsin. Verdikleriniz sizindir. Sakladıklarınız değil.
Şimdi bu yazılar kime mi kimlere mi sorusu zuhur etti. Kime olacak zıdıklara, zahitlere... hacı hoca ifşa oldu hani. Güya Hindistan çok tanrılı bir ülke bizim ülkemizde islam adı altında olup para eden maddi değeri olan her şeye bizim toplumumuz tapar. Paraya, altına, karıya, kocaya, evlada, eve, arabaya, yüzüğe efendimissss... yalansam yalan deyin. En büyük din softaları. Sahtekarlık sizde, bağnazlık sizde, haksızlık sizde abe say say bitmez bunların sıfatı, sıfatına tükürdüklerim. Şimdi bir düşünün bakalım siz neye tapıyorsunuz ya da neylere.? Bizim çevrede arsaya, tarlaya, mirasa tapanlar var belli dönemlerde çoğalıyorlar. Aslında eski çağlarda insanlar akıl erdiremedikleri doğa olaylarına taparlarmış. Şimşeği yıldırımı anlarım bir nebze, paraya tapmak niye.? Bak parayla satın alıklarınız bir depremde toz duman oldu. Yeyip içtiğiniz kurabiye ya da ekmek yapıp yemeseniz de bu tanrılarınız ne olacak?. Alaycı bi gülümseme ile sizin dininizi ... diyorum.
Topluluk olarak insanlık olarak maymundan halliceyiz. Şimdi evrim teorisine falan girmeyecem Bakara Suresinde geçen Cumartesi halkından bahsediyorum. Maymun olan. Tüm tapımdıkları ziynetleriyle. Ahhh! Hey yavrum hey! Dinime küfür eden müslüman olsa bari dediğinizi duyar gibiyim. Bi tekerleme mi söylesem o piti piti... ya da aranızdan en günahsız olanınız mı taşı atsa. Eleştirel bir şiir canım. O yüzden belki adı taşlama. Siz olasanız haşlama koyardınız kesin haşlayalım tiz kaynar suda. Yamyam sürüsü.
Hurafelerle okumadan, düşünmeden yaşayın bakalım biraz daha. Dedim en babanız da gelse sövecem size diye. Benim boynum eğikken sizin başınız yükselmesin diye. Benim ayaklarıma taş bağlayıp atsanızda yokluk denizine. Ben inancımla bir Yunusun midesinde 100 sene yol alırım. Fıtrat değişmez bende ateşten çıkarım. Denizler yarılmaz belki önümde ama Nuh gibi gemilerde kalırım. Delirtmeyin adamı kibar cümlelerle kıssalarla yetinmem bu dünyanın anasını da satarım. Derdi dünya olan dünya malları bugün de siz uyumayın lan! Uykular haram olsun. Kan çanağına dönsün gözleriniz. Sırtınızda yükünüz başınızda derdiniz eksik olmasın. Kaçırdığım keçileri saymayın yavşaklar samanlıkta iğne arayın. O beyaz beyaz pirincin içindeki beyaz taşlar dişinizi kırsın. Hep ben mi ağladım hep ben mi yandımmm bu bozlakta neyse onu da size armağan etmiyorum. Sürünün it oğlu itler. Dönekler, ödlekler, hayırsızlar, uğursuzlar, kem gözlü, ifritler, adı batasıcalar.
Hadi uyuyabiliyorsanız uyuyun.
03.03.23/23:55|fk
2 yorum:
Heder olasıcalar, su birikintisi yanından geçerken hızla araç geçeciseler, bilet kuyruğunda tam sıra gelmişken yer kalmayacısalar! :D
Ellerinize sağlık efendim :)
🤣varolun efendim!
Yorum Gönder