19 Ocak 2025 Pazar

tercih edilmeyenler🕯

Alışılmadık kıpkısa yazılarımı okudum dün. Ben bazen harika şeyler çıkarabildiğime inanamıyorum. Sonra yapıyorsun kızım sen bu sporu diyorum.
Ben açık sözlü, dürüst ve şeffaf olarak tanınmamın dışında en çok deliliğimden hürmet görürüm ve yine en çok deliliğimden çekerim. Delilik iyidir. Dürüstlük, yardım sever olmak, kimsenin etlisinde sütlüsünde olmamak, taraf tutmamak, abartmamak, yalan söylememek ve özü sözü bir olmak. Bunlar toplumun en çok istediği özelliklerken tercih edilmez bu özelliklere sahip insanlar neden..
Insanlar kendilerinde olmayanı ararlar ama onu bir insanda bulurlarsa yok etmek için çırpınırlar. Ulaşılmayan değerlidir. Sana "merhaba nasılsın?" diye sadece laf olsun diye sorarlar. Gerçekte nasıl olduğun umurlarında bile değildir. Nasıl olduğunu anlatarak haklı olduğumu anlayabilirsin. "Bugün iyi görünmüyorsun." Sorularına nedeni açıkla gerçekten bakalım. Sana deli derler. Gerçeklerden kaçmak onların dünyasının kuralıdır. Gerçek olan giremez. Halbuki oralara gerçekten de  ne büyük zorluklarla gelmişlerdir de rahatları bozulmasın diye omurgalarını aldırırlar.
Iyi ve gerçeksen asla tercih edilmezsin. Ya tembelsindir ya da fazla hayalperest. Beklediğine değecek. Karın içinden çıkan o çiçekleri düşün. Gelecek baharı müjdelerken ne kadar da masum.
Seni tercih etmeyenler, yoluna taş koyanlar bir gün gelecek seninle aynı masada oturmayı şeref sayacak. Makamına gelip oralara gelmende en büyük payın kendilerine ait olduğunu ima edecekler. Ama sen kızım evet sen, dosdoğru yolda ona, onlara zamanında kol gibi kazığı sapladıklarını yüzlerine vurmadan, çarpacaksın. O güne az kaldı her zaman kaybetmezsin bir gün de büyük kazanırsın. Kaybettiklerine değer. Yüzündeki o iplemez gülüş ile çektiğin acıları saklarsın. Beni yılar yıldırmamış sen kim köpeksin "göt!" Demenin hazzını yaşarsın. Hayal et, umut her zaman var olacak.!
Esen kalın gecesi ayaz olanlar ve dürüstlüğü mülk edinenler.

20.01.25/01:50| fk

11 Ocak 2025 Cumartesi

birinci ayın on ikinci günü🤯🔫

Şuan an itibariyle Ocak ayının 12'si. Gece 2 yazmaya başlamışım. Bugün bir garibim. Bir ayrı yorgun. 4 yılın yorgunluğu var üstümde. Acayip bir haldeyim. Sanki yarın yok. Yarın olmayacak kafamın üstündeki ağrı bu ara başımın üstünde taşımak istemediğim tek şey galiba. Geçmiyor. Acayip yalnızım. Yalnızlıktan öleceğim gibi. Ama insani bir yalnızlık değil bu bu bambaşka daha bir kaç saat öncesine kadar kalabalıktım yarım saat önce abimle konuştum. Bir garibim dedim. Bir sıkıntı var içimde değil kafamda. Sanki çok çalışmaktan ısınmış bir bilgisayar ya da telefon gibi. Abimin dediği gibi değiştiremiyorsam akışına mı bırakmalıyım... o bu kadar fiyakalı kurmaz tabi cüleyi onun tabiri ile "siktir et'eyim mi?  Bilmiyorum. Valla hiçbir şeyi bilmiyorum. Sanki sorgudayım ve gerçekten bilmediğim bir şey soruyorlar ve ben kafamı vura vura bilmiyorum. Lan neyi bilmem gerektiğini ve bilmediğimi de bilmiyorum. Ben bu yaştan sonra gri insanı değilim. Ya siyah ya beyaz tahammülüm yok ortasına.
Bugün bir ayrı hastalık sarısı hissediyorum. Hani ya siyah ya beyazdı? Toz pembeler gitti. Benzi soluk bir şehir. Havası kömür, is ve kir. Gri desem hiç değil. Tozu dumana katmış bir şehir. Umut yok. Sanki son durağındayız ömrümüzün. Hüzün yağmurları yağacak baharda. Sarı sıcaklarda kavrulacağız. Kar, tipi, zemheri, ayaz her yan ve ölüm gelecek o an...
Umut olsa her yer turkuaz, turuncu bir güneş, pembe bir mehtap, ve o yeşil gözlerde aradığını bulduğunu hissettiğinde parlayan ışık. Akı kadar duru dağlar kadar yüce. Tanrı kadar mavi. Umut renkli. Umut gökkuşağının 7 rengi. Umut her yan. Ebem kuşağı, ebegümeci.. umut yağmur sonrası toprak misal. Umudunu kaybeden bir zihinsel acı ile donanmış beden. Dedim ya bet beniz kalmamış bende. Safran sarı bir sıcaklık var. Bunaltıcı kahverengi bir ağrı. Kızıl bir sızı ve yine acıyla göğüs göğüse rengi pastel bir nefes darlığı. Acıya ettiğimiz güzellemeler ile alıştığımız gerçeği. . .
Bugün ayın 12'si lan daha dün kutladıktı ya yeni yılı? Geçen zamana hükmedememek ne acı. Hiçbir gücün satın alamayacağı bir üst güç. Milyonlarca level üst falan yani.. zamana yenik düşüyor yaşayan. Ölen zamanı dondurma şansına varmış. 7 atlı 4 günde 12 aylık yolu 365 adamı arkasına katarak yol almış. Atlar yılkı. Yoksa 4 gün ne kelime.   Yılkı ata binmek kolay değil. Nasıl buralarda dişi ata binilmiyorsa yılkı da binilmeyen o dişi atlara deniyor. Doğada özgürce koşan atlar bir bir büyüyor. Atlar da 11 aylık doğuyor. Bir de insana toy ata tay diyorlar. Neyse zihnimin karmaşası bu konuyu tartışmaya şimdilik kapatıyor. Gücü yeten gelsin açsın bu konuyu. Olmayan insanları, olmamış meyveler gibi ...
Zihinim Siverek sularına da Silifke yoğurdu çalıyor. Hoca Nasrettin de eşşeğini kaybetmiş bir de ata binmiş mi Ya Nasip diyor. Barış Manço dere boyu kavaklara işte hendek işte deve diyor. Neşet dedem Kesik Çayır'ı biçmiş, Zahide'yi almaya gidiyor. Ferdi baba da Fadime başkasına kaçınca Emmoğluna gidiyor Çeşmenin başına inen bir güzeli anlatıyor. Offf ulan.! Yandı benim kayışlar. Neyzen Tevfik su veren itfaiyenin hortumuna söver diye ben geceyi burada söndürüyorum. Yaşayanlara selam olsun.

12.01.25/03:08|fk

hevessizleştirildik🍂

Tam 00:00'ı gösteriyorken saat, dilime dolanmış son bir kaç yılımı özetleyen bir şarkı. "Sabır öylece kaldı da sabredeni söyle kim ...