29 Nisan 2025 Salı

33

Rüzgarın insanın tenini okşadığı serin bir Asya gecesi yıldızlar çok seçilmiyor gök yüzü açık, dışarıda insanlar Nisan Ayının son günlerini kısa kollu tişörtleri hatta askılı elbiseleri ile geçiriyor. Öğle okuldan dönerken bir kızı gördüm hele, gözlerime inanamadım. Açık ve kısa giyinmenin bokunu çıkarmış tehçirciliğe girmişti giyimi. Az kalsın ışıklarda zincirleme kaza olacaktı yer Orta Asya değil Orta Doğu olsaydı. Kabul etmeliyim ki buraya da fazla bir manzaraydı. Yakışsa bu kadar aklımda kalmazdı yirmili yaşlarda etine dolgun bir kardeşimiz. Bilemeyiz...
Ben yirmili yaşları bitireli 4 yıl olacak. O yaşlarım ve ondan da aşağısı hep delikanlılık çağlarımdı. Sözde değil haa! Öz'de! Harbi kız derlerdi. Kavga bela görüntümün aksine bana tersti. Çalışkan, terbiyeli, babasının kıymetlisi, okulunun delisi, arkadaşlarınının gözdesi. Klişe gelirdi bana erken yaşlardayken büyüyünce yalnızlaşır insan derlerdi. Bana benim gibi sıcak kanlı, hiperaktif, heyecanlı, deli dolu bir insan için olası gibi görünmüyordu. Tuttuğu takımı değiştiren bir arkadaşımı yıllarca içimde affedemedim. Siyasi parti, ideoloji falan bence değişmez şeylerdi. Anayasamızın ilk üç maddesi ile kıyaslanamaz elbet ama onun gibi külttü yani benim için. Şimdi o çok sevdiğim takımın maçlarını bile izleyemiyorum. O ideolojik olarak kendime en yakın bulduğum partiyi geç oy bile kullanmıyorum.
Ben hep 32 yaşıma kadar büyük değişiklikleri göreceğim, yaşayacağım ve belki de öleceğim derdim öyle mükemmel değere sahip bir ömürdü, ömürden bir yıldı. Taa 23 yaşımdayken tam tersinin hayalini kurmuştum. Ama hiç de hayal ettiğim mükemmellikler yaşatmadı. Bana azalmayı, az kalmayı, insanın insana yük olduğu, bu canın bu bedene mülk olmadığını öğretti halbuki Neşet Ertaş "Adam adama yük değil" dememiş miydi?
Nisan ayını, Bahar mevsimini oldum olası çok sevmişimdir. Ölünecek ay da derim hep. Bahar, kelebekler, kuş cıvıltıları ve bizim köydeki mezarlığın yemyeşil otlarla kaplı çevresi ve de içi. Bu ayda ara ara yağmur da yağar tam adına layık. Her cenazede büyük bir oba kurulur Yağmurlu'da...
33 yaşımda toprağımın çekmesi peki. Numeroloji'de benim sayım üçmüş. Iki üç yan yana gelince, iki kaldı yolun yarısına diyor, Cahit Sıtkı Tarancı. Her şey gelişip değişirken yolun yarısı ve yolun sonu hiç değişmiyor.
Kendimi tenhalaştırdığım 32'm  ve daha da yalnız kalmaya sebep ya da bahane arayan zihnim ile yalnızlığı selamlıyorum. "Yalnızlık benim eski sevgilim..." diyordu bir şarkıcı. Biz en başından beri istikrarlı yolumuza devam ediyoruz. Mutluyuz. Hatırlattı mı size baş harflerle bir gelin arabası arkası... Mutluyuz ve insanlar bu kadar yalnızken ve bu kadar sakinken yalnızlığınıza katlanamıyorlar. Kendi mutsuz evliliklerine, sen de evlen de belanı bul, kendi ayakların üzerinde ne durmaya çalışıyorsun hamal var getirir sen yersin, hele bir de çocuk varsa daha duşa gitmeye zamanı olmayan, saçı kuş yuvası mı bülbül yuvası mı olmuş, kuşların dahi seçemediği, tek hayatı çocuk uyutup kahve içip, film izleyip şansı yaver gitti ise çocuk okulda falansa gündüz kuşağı, kadın programları izleyen, yan komşusunu, eltisini, görümcesini kötüleyen, koluna altın bilezik takamadan Gollum olan hem cinslerim bi siktirin gidin artık. Kendinize evli arkadaş arayacağınıza kendinize bir meşgale bulun ayak altında dolanmayın. Erkekler bu konuda arkadaşlarını darlamıyor erkekleri karıları darlıyor. Bekar arkadaş istenmeyen tüğ gibi görülüyor. Ağdaları hazır. Lazer de olur. Neyse dilimde tüğ bitti bu insanlara cevap vermekten de burada biraz söveyim dedim.  Sffsfsggsggs!
Azaldık ya hani bu yıl bir hafifleme geldi. Sorma. Meğersem bu insanlar da bunu bekliyorlarmış ben yürekli çıkmışım yani. Korkusuzca "herkes kendi yoluna" demeyi öğrenmişim. Yılların dostluğuymuş, kardeşlikmiş, safsata! Gerçekten en sevimli kedi bile teklike anını geç tırmanmak için tırnaklarını çıkarmayı biliyor. O dost dediklerimiz de tam olarak tırmanabilmek bir üst levele yükselebilmek için çıkarıyorlar tırnaklarını sonra da biz buraya tırnaklarımızla kazıya kazıya geldik diyorlar. Ne kazıması kazı-kazan mı puşt! Kuyumuzu kaza kaza geldiniz. Iyice de yükselin inşallah düşüşünüz sert olsun.
Neyse bu benim 32 yaşıma, geride bıraktıklarıma imzam olsun yazarak konuşmanın devrini kapatıp sadece konuşsam bir anlamı da kalmaz söz uçar yazı kalır sonuçta. Daha iyi bir yol bulana kadar yazmaya devam edeceğim. Bazen sustuklarım, çok sonraları böyle dökülüyor kalemimden. Beni içime atmak zorunda bırakan herkese en ince küfürlerimi iletiyorum. Geceniz hakettiğiniz gibi olsun.! Yalancının mumu yatsıya kadarmış yatsı vakti namaza duran yalancılar ikindi vakti çarpsın sizi. Belasını bulasıcalar.  
Esen kalın gönlü güzel ama üzenin çok olduğu insanlar. Bugün, Güneş Doğu'dan bizim için doğacak.

30.04.25/00:19|fk





29 Mart 2025 Cumartesi

bayram 🍬

Bir ayın daha sonu, günler ne kadar da çabuk akıp gidiyor. Ben insan büyüdükçe anne babasını daha iyi anlar ama yollarını ayırdığı için çok da yokluklarını aramaz sanırdım. Yarın bayram ailemden uzakta çok bayram gördüm  o yüzden de ben hep eski bayramlarımızın özlemini çektim. Bazen babamla uzun zaman konuşmazdım. Bayram olduğunda sabah namazından babam abilerimle dönerler beni kahvaltıya çağırırlardı. Babamda küs olsam da o sabah elini uzatırdı ben elini öperdim o da yanaklarımdan öperdi. Cebinden çıkardığı para ile hepimize harçlığımızı verirdi. Ben bilirdim o sabah küslükler ortadan kalkardı. Sonra annemle bayramlaşırdık. Annemize ne küstük ne küs kaldık. Allah onun da yokluğunu göstermesin. Bayram sabahı küsler barışırdı ama o sofrada bir kavga bir kıyamet bir acele hep olurdu. Onun da tadı öyle çıkardı. Sonra hazırlanır yakın akrabaları ziyarete giderdik. Şekerlerimi harçlıklarımı her yaşta topladım. Ben iyi bayramlar gördüm. Ben kaç bayram oldu en son, on bayram oldu bereber bayram geçirmeyeli ailemle. Babasız tatsız geçerdi. Ama annem var diye yine beraberdik. Hani insanlar bazı anların kıymetini bilmiyor ya, ne üzülüyorum anlatamam. Insan her anının kıymetini elbette bilmeli ama aile ne kadar kötü olursa ne kadar uzakta olursa olsun. Uzaktaki köy kadar değerli insanı ait hissettiriyor bir yerlere bir şeylere.. Gizli olmayı başaramasak da mutlu olmayı başarabiliyoruz çoğu zaman. Buradaki son yılım. Öyle hissediyorum. Hayat insanların önüne çok farklı durumlar çıkarabiliyor. Seçenekli bir hayatı diliyorum. Sınavda sevmem ama hayatta iyi hissettirebiliyor. Hep güzel seçenekleriniz olsun dört doğru seçenekten beşincisi çıkarılsın. Güzel günleri de görelim.
Neyse uzun ettim yine, cümleten güzel bayramlar diliyorum çoktan seçmeli hayatımızda hepimize. Esen kalın bayramı bayram gibi yaşayın.

30.03.25/00:16|fk

17 Mart 2025 Pazartesi

ya ermiş ya derviş📿

İçimden gelmeyen bir hayatı burnumdan gele gele yaşıyorum çoğu zaman. Gelenin gideni arattığı da oluyor. Yorgun ve isteksiz olduğum gerçeği ile yüzleşmek yerine umuda sarılmayı tercih ediyorum. Umut da olmasa gömsünler bizi üstümüze de serpsinler toprağımızı. O toprak yüzü görmeyesiceler. Birilerinden bir şey beklediğimiz de yok hani. Onlar kendilerini yüce makam zannediyor. Ibadetleri göstermelik, sözleri bol keseden.. Bir şey kesin ki o da insan kendinde ne yoksa en çok onu zikrediyor. En çok onu yaşıyor_muş gibi yapıyor. Ve şu bir gerçek ki benim de umudum yok. Yusuf'u kaybeden Yakup gibi gönlüm, var olduğunu yaşadığını biliyor ama gözüm görmediğinden gönlüm bu derde katlanamıyor. Yakup'un Kenan'ı Yusuf diye inletip gözlerinden olduğu gibi ben de ömrümü umutsuzluğa meze ediyorum. Umut da birgün gelir gözüme, tüm sorularım hakikatle aydınlığa kavuşur umuyorum. Hep kuyuda kalmak niye.? Kalbimdeki hidayet aklımda olsa, ya ermiş ya derviş olurdum da aklım kuyunun içinde su arıyor. Yine kıssalarla halimi arzetmeye çalışırken anlıyorum ki bir daha "Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az gelirmiş. " 
Metaforlar, telmihler, kinayeler bir tarafa ayın aydınlattığı gece gibi parlayan yıldızlar yoldaşınız olsun. Güneşim gitti diye kederlenmeye gerek yok bir ay doğar ardından, güneşe bakamazsın parıltısından ama ay sana kaybettiğin umudu getirir halesinden taşarak. Umut yoldaşınız olsun. Kaybettikçe aramayı, buldukça sarılmayı unutmayın. Geceniz güzel umudunuz Divan Edebiyatındaki gibi Bakî olsun. Esen olun!

18.03.25/01:34

(Not: Bize bu günleri yaşamamız için canını feda eden ulu atalarımız Çanakkale'de can verip düşmana yol vermeyen şehitletimizi rahmet ve minnet ile anıyorum. #çanakkalegeçilmez🇹🇷 )

28 Şubat 2025 Cuma

son şubat 🌤🌱

Günlerdir şu Şubat bitmeden bir yazayım dedim. Bugün farkettim ki an itibari ile Mart'tayız.  Durmadım üç saatlik ileriliğin keyfine varararak nasıl olsa Türkiye saatine göre hala Şubat'tayız lan dedim. Bu ay bana hani sabah saatlerinde -15° iken öğleyin 7° dereceye yükselen havayı hatırlatıyor. 28 Şubat'ken bir anda 1 Mart'ı selamlıyoruz yani Bahar'ı. Hep söylerim ölünecek mevsim. Mis gibi tazelik kokan. Ölecekseniz de Bahar'da ölün lan dişinizi sıkın biraz. Bak Şubat'a nasıl da depar atıyor Bahar'a...
Bugün Ramazan'ın 1. Günü imsakiyeler asıldı dolaplara. Sahurluklar hazırlandı. Sahi kaç yıl oldu sahur dahi yapmayalı. Ramazan'ı çok seviyorum. Gerçekten kendimize hükmedebildiğimiz ay oluyor. Temiz kalmaya da niyet ediyoruz. Temizlik hem midemizde hem ruhumuzda başlıyor. Temizlik iyidir iki yıldır Bahar'da yapılıyor olması da bir taşla iki kuş vurma hissi veriyor. Kuş falan da vurduğumuz yok valla. Bizim kuşlar millete şans getirir bizim üstümüze pisliyor. O da güya şanstı. Yalan anasını satayım. Ha cinsi belliyse o şans getirenin besleyelim evde tuvalet alışkanlığı vermeden. Sağımıza solumuza pislesin. Belki öğreniriz nerenin nere olduğunu şansla beraber. Bilmiyoruz bunu da bilmeyeceğiz. Bugün çok yürümüşüm. Bacaklarımdaki o hani yağmur yağacakken hissedilen o sızı var ya ondanımla yorgun argın ama umutlu, umut her zaman var ve daim olsun uyumaya çalışacağım. Temiz bir zihin, kaygılı bir kalp, hissiz bir bakışla kendimi tarafsızca yargılayamıyorum. Bana benim canım kendime, en bi sevdiğim bedendaşıma sevgilerimle. Kendimi bu ara sorgulamadan sevmeye de niyetlenerek
Şubat yazımı sonlandırıyorum. Bu şubat bir daha olmayacak bunu bilmenin sızısı ile zamana şimdilik veda ediyorum. Seni seviyorum. Ey Zaman ve ey Dünya! 
Geceleriniz serin ve güzel olsun. Esenlikler..

01:13| 01.03.25/ fk

19 Ocak 2025 Pazar

tercih edilmeyenler🕯

Alışılmadık kıpkısa yazılarımı okudum dün. Ben bazen harika şeyler çıkarabildiğime inanamıyorum. Sonra yapıyorsun kızım sen bu sporu diyorum.
Ben açık sözlü, dürüst ve şeffaf olarak tanınmamın dışında en çok deliliğimden hürmet görürüm ve yine en çok deliliğimden çekerim. Delilik iyidir. Dürüstlük, yardım sever olmak, kimsenin etlisinde sütlüsünde olmamak, taraf tutmamak, abartmamak, yalan söylememek ve özü sözü bir olmak. Bunlar toplumun en çok istediği özelliklerken tercih edilmez bu özelliklere sahip insanlar neden..
Insanlar kendilerinde olmayanı ararlar ama onu bir insanda bulurlarsa yok etmek için çırpınırlar. Ulaşılmayan değerlidir. Sana "merhaba nasılsın?" diye sadece laf olsun diye sorarlar. Gerçekte nasıl olduğun umurlarında bile değildir. Nasıl olduğunu anlatarak haklı olduğumu anlayabilirsin. "Bugün iyi görünmüyorsun." Sorularına nedeni açıkla gerçekten bakalım. Sana deli derler. Gerçeklerden kaçmak onların dünyasının kuralıdır. Gerçek olan giremez. Halbuki oralara gerçekten de  ne büyük zorluklarla gelmişlerdir de rahatları bozulmasın diye omurgalarını aldırırlar.
Iyi ve gerçeksen asla tercih edilmezsin. Ya tembelsindir ya da fazla hayalperest. Beklediğine değecek. Karın içinden çıkan o çiçekleri düşün. Gelecek baharı müjdelerken ne kadar da masum.
Seni tercih etmeyenler, yoluna taş koyanlar bir gün gelecek seninle aynı masada oturmayı şeref sayacak. Makamına gelip oralara gelmende en büyük payın kendilerine ait olduğunu ima edecekler. Ama sen kızım evet sen, dosdoğru yolda ona, onlara zamanında kol gibi kazığı sapladıklarını yüzlerine vurmadan, çarpacaksın. O güne az kaldı her zaman kaybetmezsin bir gün de büyük kazanırsın. Kaybettiklerine değer. Yüzündeki o iplemez gülüş ile çektiğin acıları saklarsın. Beni yılar yıldırmamış sen kim köpeksin "göt!" Demenin hazzını yaşarsın. Hayal et, umut her zaman var olacak.!
Esen kalın gecesi ayaz olanlar ve dürüstlüğü mülk edinenler.

20.01.25/01:50| fk

11 Ocak 2025 Cumartesi

birinci ayın on ikinci günü🤯🔫

Şuan an itibariyle Ocak ayının 12'si. Gece 2 yazmaya başlamışım. Bugün bir garibim. Bir ayrı yorgun. 4 yılın yorgunluğu var üstümde. Acayip bir haldeyim. Sanki yarın yok. Yarın olmayacak kafamın üstündeki ağrı bu ara başımın üstünde taşımak istemediğim tek şey galiba. Geçmiyor. Acayip yalnızım. Yalnızlıktan öleceğim gibi. Ama insani bir yalnızlık değil bu bu bambaşka daha bir kaç saat öncesine kadar kalabalıktım yarım saat önce abimle konuştum. Bir garibim dedim. Bir sıkıntı var içimde değil kafamda. Sanki çok çalışmaktan ısınmış bir bilgisayar ya da telefon gibi. Abimin dediği gibi değiştiremiyorsam akışına mı bırakmalıyım... o bu kadar fiyakalı kurmaz tabi cüleyi onun tabiri ile "siktir et'eyim mi?  Bilmiyorum. Valla hiçbir şeyi bilmiyorum. Sanki sorgudayım ve gerçekten bilmediğim bir şey soruyorlar ve ben kafamı vura vura bilmiyorum. Lan neyi bilmem gerektiğini ve bilmediğimi de bilmiyorum. Ben bu yaştan sonra gri insanı değilim. Ya siyah ya beyaz tahammülüm yok ortasına.
Bugün bir ayrı hastalık sarısı hissediyorum. Hani ya siyah ya beyazdı? Toz pembeler gitti. Benzi soluk bir şehir. Havası kömür, is ve kir. Gri desem hiç değil. Tozu dumana katmış bir şehir. Umut yok. Sanki son durağındayız ömrümüzün. Hüzün yağmurları yağacak baharda. Sarı sıcaklarda kavrulacağız. Kar, tipi, zemheri, ayaz her yan ve ölüm gelecek o an...
Umut olsa her yer turkuaz, turuncu bir güneş, pembe bir mehtap, ve o yeşil gözlerde aradığını bulduğunu hissettiğinde parlayan ışık. Akı kadar duru dağlar kadar yüce. Tanrı kadar mavi. Umut renkli. Umut gökkuşağının 7 rengi. Umut her yan. Ebem kuşağı, ebegümeci.. umut yağmur sonrası toprak misal. Umudunu kaybeden bir zihinsel acı ile donanmış beden. Dedim ya bet beniz kalmamış bende. Safran sarı bir sıcaklık var. Bunaltıcı kahverengi bir ağrı. Kızıl bir sızı ve yine acıyla göğüs göğüse rengi pastel bir nefes darlığı. Acıya ettiğimiz güzellemeler ile alıştığımız gerçeği. . .
Bugün ayın 12'si lan daha dün kutladıktı ya yeni yılı? Geçen zamana hükmedememek ne acı. Hiçbir gücün satın alamayacağı bir üst güç. Milyonlarca level üst falan yani.. zamana yenik düşüyor yaşayan. Ölen zamanı dondurma şansına varmış. 7 atlı 4 günde 12 aylık yolu 365 adamı arkasına katarak yol almış. Atlar yılkı. Yoksa 4 gün ne kelime.   Yılkı ata binmek kolay değil. Nasıl buralarda dişi ata binilmiyorsa yılkı da binilmeyen o dişi atlara deniyor. Doğada özgürce koşan atlar bir bir büyüyor. Atlar da 11 aylık doğuyor. Bir de insana toy ata tay diyorlar. Neyse zihnimin karmaşası bu konuyu tartışmaya şimdilik kapatıyor. Gücü yeten gelsin açsın bu konuyu. Olmayan insanları, olmamış meyveler gibi ...
Zihinim Siverek sularına da Silifke yoğurdu çalıyor. Hoca Nasrettin de eşşeğini kaybetmiş bir de ata binmiş mi Ya Nasip diyor. Barış Manço dere boyu kavaklara işte hendek işte deve diyor. Neşet dedem Kesik Çayır'ı biçmiş, Zahide'yi almaya gidiyor. Ferdi baba da Fadime başkasına kaçınca Emmoğluna gidiyor Çeşmenin başına inen bir güzeli anlatıyor. Offf ulan.! Yandı benim kayışlar. Neyzen Tevfik su veren itfaiyenin hortumuna söver diye ben geceyi burada söndürüyorum. Yaşayanlara selam olsun.

12.01.25/03:08|fk

33

Rüzgarın insanın tenini okşadığı serin bir Asya gecesi yıldızlar çok seçilmiyor gök yüzü açık, dışarıda insanlar Nisan Ayının so...