1 Aralık 2024 Pazar

8.Yıl🪦🌄⚘️

Bugün bir türlü yazmak için geçemedim şu telefonun başına. Telefondan yazmak daha kolay oluyor. Klavye ile aram kötü. Bugün geceden değil de şimdi yazıyorum. Hep o geceye hitaben yazardım. 8 yıl geçmiş dile kolay. Babam. İçimden çektiğim ahlar. Acıyan kaslarım, başım, gözlerim, belim ve de boynum.. bu yıl da her yıl olduğu gibi hasta girdim yokluğuna. Artık anlıyorum bu psikolojik bir yoksunluk. Yokluğunun vermiş olduğu eksikliğin hasarı. Her yıl aynı zaman. Zaman ne kadar acımasız sen 61'inde kalmışken ben sana doğru yaş almaktayım. Bu yıl tam yaşının yarısındayım. Hala geçmiyor bu acı. Hani unutulurdu ölen. Hani zamanla hatırlanmazdı acısı. Bazen rüyamda görüyorum seni ölmemişsin kapıma geliyorsun. Gitmemiş, beni terketmemiş gibi, yaşıyorsun. Ağlıyorum. Beni neden kandırdınız, ben ne kadar acı çektim yasını tuttum diyorum. Ama bir yandan da nasıl mutluyum. O yokluk gitmiş o his sönmüş o acı yokmuş gibi. Bazen keşke ben görsem tek yaşadığını film gibi beraber feleğin çarkına çomak soksak diyorum. Hayali bile güzel geliyor. Sana anlatamadığım gibi kimseye de anlatamıyorum derdimi. Ama nasihatlerin kulağımda. Ve burada olmayışının 8. Yılında bile haklı çıkman ayrı bir hayranlık uyandırıyor. Lan işte benim babam! diyorum. Ailelerinin kıymetini bilemeyenleri görüyorum bazen çok üzülüyorum. Ama yine de annemle hâlâ anlaşamıyorum. Senden beri her şey daha acı, bu yıl Türkiye'ye gittim ilk defa ait olamadım biliyor musun evime, odama, hiçbir şey benim değildi. Neden geldin bile dendi. Görsen kemiklerin sızlar valla hallerini. Güvendiğimiz dağlara karlar yağdı. Akrabalar konusunda uyardığın her şey sanki yıllar önce ön gösterimini senin uyarmalarınla görmüşüm gibi filmin kalanını izlediğimde pek de şaşırmadım. Yazıklar olsun onlara! Yazacak isim verecek kadar umursamıyorum onları ama sen görüyorsan şikayetçiyim bil.
Kışın çocukken hepimizi dışarı atmıştın çok gürültü yapıyoruz diye abimgille bizi. Sanki en güzel kışımız o kapıda yine de dışarı atılsak bile beraber olmamızın vermiş olduğu bir mutluluk ve kapının bir kaç dakika sonra yine açılacağını bilmek huzuruydu. Son huzur gibi. Sonrası ayrılık, büyüyen büyüklerin ayrılışı... biz hep yalnızdık kışın bana mont alacaktın beraber dükkan dükkan gezdik hiçbir şey beğenmemiştim. Bir daha benle hiçbir yere alışveriş için gitmedin. Aldığım mont kalın değildi çok kızmış donarsın onunla demiştin de yine de kırmadan almıştın. Annem  beğenmemişti sonra yine gidip değiştirmiştim. Ama yine de inceydi. Şimdilerde hep aklıma geliyor. O mont nasıl da güzel adammışsın hevesimi kırmamışsın. Polat gibi gezmiştim o kış. Şimdi üşüyorum asıl o zamanlar üşümüyordum valla. Gençlik işe. :) sonra senden ne istedimse almadın git kendin al dedin. Kıymetini bilemiyor insan. Yaşanan zamanın. Keşke sana teşekkür edebilseydim yine de her şey için. Senin her zaman teşekkür ettiğin gibi. Senden sonra boğazım düğümlü. Yaşayamadıklarına hâlâ iç çekiyorum. Halamla konuştum dün o da hep seni anlatıyor. Bunalmış iyice Kıbrıs'a gidelim diyor. Insan kendinden ve kendi toprağından da bunalıyor. Yaptığımız hiçbir iyiliği karşılık bekleyerek yapmasak da iyilik yaptıklarımız o alma verme dengesini on misli kötülük ve ahlaksızlıkla kapatıyor. O yüzdendir insan kendine küsüyor kaçacak bir liman arıyor. Söz ben kendimi bi toplayım Allah ömür verirse onu Kıbrıs'a götürecem. Biraz mesafe iyi gelir insana. Ölüm kadar büyük bir mesafe değil ama.
Ağlaya ağlaya yazdım yine, sana kırgınım ve geçmiyor kırgınlığım. Herkese bu ara haddinden fazla kızgınım. Ama sen başımın tacı en yetim sızım. Eksik yanım can babamsın. Keşke ...
Iki ay önce mezarında sana Mahsuni açıp dinletmiştim. Özlemişsindir. Işte gidiyorum çeşmi siyahım... mezarında toprağın bitmiş güzelce taptaze köstebeklerin çıkardığı topraklardan mezarına dökmüştük Bekir'le. Mezarını temizleyip sonra seni orada bırakıp gitmiştik. Sen tüm geçmişinle ailenle oradayken ben 5000 km uzaklıkta senleyim. Kimseler ölmesin diye dua ediyorum. Yanına gömmesinler diye. Senin bir yanın da benim sol yanım gibi hep boş kalsın. Oğulların, kızın hepsi bu yıl bir ayrı dertler. 2024 yılında Allah onlara da akıl ihsan ve ikram etsin ne deyim. Kalanını da bana versin. Onlar zira kullanmayıp heba ederler. Babam evimiz, evimiz var ya ... yazacam onları da sana bu kadar hüzün bu kez bana yeter. Sen yeniliği gelişimi seversin. Her şey güzel olacak. Inşallah vesselam. Az önce hocam aradı. Halimi hatrımı sordu. Bi söz paylaşmıştım çok beğenmiş. Ona da göndermemi istedi : Bu anlayışlı olduğun son yıldı. Herkese bol şans. Güzel söz de mi? Anlayışımızın içine ettiler. Artık kimseye eyvallah etmek istemiyorum. Sen buraya güzelce bi küfür eklerdin şimdi de. Ağzımızı bozmayalım öteki tarafta de mi? :) Can babam. Bir gün çok güzel işler yapacam. Ama o gün belki bu gün değil. O gün geldiğinde inşallah daha çok güleceğiz. Seni çok seviyorum. Boğazım ağrımasa bi Türk kahvesi yapardım şimdi kendime senin yerine içerdim. Burada yaşayamadığın güzellikleri orda görmen dileği ile.  Mekanın cennet olsun. Allah senden razı olsun.  Amin!


01.12.24/21:38|fk

hevessizleştirildik🍂

Tam 00:00'ı gösteriyorken saat, dilime dolanmış son bir kaç yılımı özetleyen bir şarkı. "Sabır öylece kaldı da sabredeni söyle kim ...