9 Nisan 2021 Cuma

Nem Alacak Felek Benim!

Çok bekletmedim değil mi yangın yeri yüreğim... insan ömründe kaç kere kaybeder bileniniz var mı? Yaşadıkça kaybeder mi dersiniz... hiç bir şey kaybetmezse parasını kaybeder, küpesini kaybeder yav yok öyle değil. Aklını kaybeder. Nadirdir ama sağlam kayıptır. Annesini babasını kaybeder, kardeşini, balasını, lalasını, hasımını, hısımını... kaybedecek zaman kısıtlı ama 'şey' çok. Bazen aklımızı kaybedecek gibi oluruz. Mutluluktan, acıdan, düşünmekten... yorgunluk da cabası. Ben çok şey kaybettim bu hayatta. En çok da zaman kaybetmişim. Yeni farkına vardım. Kısıtlı bir zaman, zamanın içinde mekan, mekanın içinde insan... kaybetmeye meyilimiz hep fazlasına tamah etmekten. Yetinmeyi bilmemekten.
Ben hep tamahkâr olduğumu sanırdım. Değilmişim. Yeni anladım. Kayıp üstüne kayıp yenilgi üstüne yenilgi. İnsan kendini kaybetmemeliymiş. Aslolan da buymuş. Bilemedim. Tanrıdan hep bir şeyler ister dururuz. Vermediğini savunuruz. Bir yerden alıp bir yere verdiğimiz gibi Tanrı da bir yerden alıp bir yere eklermiş. Farkına varması zaman alıyor. Canım yanınca yazmayı alışkanlık etmişim kendime. Kimse de bilmez niye? Sevinince neden yazmadığımı... paylaşmayı sevmiyorum galiba. Acılardan mı besleniyorum yoksa.?
Bazen benim başıma gelmez diyor insan, televizyonda görüyor yok ya diyor... kendi başına gelecek sinyal veriyor evren.
Hayatımızın kıymetini bilelim. Neyi istiyorsak, arzu ediyorsak onu yaşayalım. Dün up uzun saçlarımı kestirdim. Kökü bende değil mi! Yıllarca kısa saçla gezmiştim. Biraz değişiklik iyi geldi uzattım. Kim derdi ki bir yıl sonra kestireceksin bu kadar da özenme diye...
Kimseyle paylaşmadım. Nasıl oldu da bunu yazmadım, neden bilmiyorum. Kırgızistan'a geldim. Herkes soruyor niye gittin? Hayırdır? Ne işin var? Falan filan... kaçtım diyecem diyemiyorum. Yanlış anlaşılacam. O kadar yorulmuşum ki yanlış anlaşılmaktan, şimdi kimseyle papaz olmak istemiyorum. Yorgunum. Ve kimseyi iplemiyorum tabiri caizse. Buralara döndüm. Atsız'ın dediği gibi Ruhlarımız buluşur belki Tanrı Dağında...diyerek.
21 Ocak'ta doktor raporu ile kafamın kırık olduğu tescillenmiş olup 25 Ocak'ta alanında uzman bir doktor tarafından tekrar teyit edilmiş ve ameliyat olmam gerektiği, olmazsam öleceğim söylenmiştir. La dünyaya kazık çakacak değilim ya zaten. Hepimiz gidecez. Bazen kayıp biz de olabiliriz. Bizden ötesi yok deriz. Kim derdi kaç yıldır emek verdiğin bir gün bile aksatsan için gittiği o sporu mecburen bırakmak zorunda kalacağın, bisiklet binemeyeceğin, ata yaklaşamayacağın... bastığın her adıma dikkatle bakacağın... ölüm hep ensemizdeydi de gerçekten ensemde olacağını tahmin etmemiştim. Bugün babama daha yakınım. Kardeşlerime, geçmişime, Atsız'a... ben hep vatanıma hizmet etmek istedim hiç nasip olmadı. Torpilin yoksa geber git anasını satayım. En çok o koyacak galiba bana. Bir işe yaramadan. Atsız, sansız gitmek. Ne uğraştım ne savaşlar verdim içimde. Kendi çizgimi hiçbir zaman bozmadım. Kimseye salça olmadım. Kendi halimde, kalemimde oldum. Ama bir tek vatanıma bir hayrım dokunmadı. Doktor karar ver dedi. Ben kaçtım buralara geldim. Riskmiş, ölümmüş pek de umrumda değil. Yarına garantimizin olmadığı şu dünyada fırıldak olmaya gerek yok. Ne insanlar tanıdım, kartlarını verip mezun olunca mutlaka ara diyen. Ne insanlar gördüm çok iyi kalemin var güzel yerlere gelirsin diyen. Hepsinin canı cehenneme! Ben insan tanımamışım lan. Insan müsvettesi tanımışım. Kalbi ile konuşan pek az insan tanıdım dili ile konuşanlar ne insanlar içinde kalsın. Artık kimseyi takmadan kendi başıma zamanını doldurmaya çalışan bir insan değilim. Herkesin ne olduğunu kısa sürede görmüş, tecrübe etmiş, güvensiz ve yalnız bi insanım. Kimsenin dost olmadığını rahmetli babam çok söyledi sağolsun. Başkasını değil öz kardeşini, akrabanı, canını, ciğerini. Şuralara geleli iki ay olacak ne bir eş ne bir dost aradı. Yedi kat el aradı bi bacım gardaşım aramadı. Yalnız mı doğurdu anam beni. Bu yüzden de kimseye etmem şikayet kendi kanın canın yapıyorsa. Uzaktan dost, kardeş, can, ciğer olanlar, ben zaten inanmadım samimiyetinize. Ben yalnız geldim yalnız gidecem. Allah bir avuç toprak nasip etsin yeter ki. Kayıptan nerelere geldik değil mi?
Yazık lan bize! Ne yalnız insanlarız. Hepimiz ayrıyız. Ortak olarak yalnızız. Iki kişilik mezar yoktur. Ruhunu tek başına teslim edersin. Bedenin yalnız kalır. Tek başına sorguya çekilirsin. Yalnızlık yazgısıdır insanoğlunun. Insan yalnızken insan olur.
Neredeyse iki aydır düşünmeye çok fırsatım oldu ama yazacak dermanım yoktu. Eller kollar uyuşuyor malum. Sinir sitres gönül bahtıma kurulmuş. Tahtımız zaten tahta parçası. Kime güceneyim kader Tanrı yazgısı.
Söz zamanı aşar, zamanı Tanrı yaşardı. Yaşamak dediğin de saçma sapan bir efsaneydi. Tarihe gömülen onca insan, bastığımız her toprak insan kanı ile sıvanmışken, kimler kalmış anlatın da bilelim. Kimler dünyaya kazık çakmış. Içimizde biriken yollar, anılar, insanlar. Ucuza alınmış sözler, pahalıya ödenmiş bedeller. Alacaklı geldik borçlu gidiyoruz. Insan doğduğu gün ölür derler doğrumudur acep, ölürsek ne getirdik ki hayat bizden ne götürecek. Birkaç hayat yaşadık, sevmeyi, sevilmeyi bilmedik, her gün bambaşka sınavlar verdik ama yolunda sonuna geldik. Top burdan döner mi bilmem. Ama o günden beri dilimde Cem Karaca'nın Nem alacak felek benim şarkısı. Benim olmayan bir emanete sahip çıkma çabası. Ne birini sevdim ne bir şeyde gözüm kaldı, alacak verecek yok ey hayat aramızda buraya yazayım sonra demedi yok efendim şu kaldı falan filan. Son sözümü söyledim ben sana. İçin almıyorsa zorlama! Önceden yaşadın sen bu hayatı. Kendine güven ve tekrara takılma.!


00:43/10.04.2021

hevessizleştirildik🍂

Tam 00:00'ı gösteriyorken saat, dilime dolanmış son bir kaç yılımı özetleyen bir şarkı. "Sabır öylece kaldı da sabredeni söyle kim ...