Insan geçmişi düşündükçe nedense Kıraç gibi "bir şarkı (yazı) daha yazacağım sana" diyesi geliyor. Yani en azından benim. Insan neden durup durup geçmişi düşünür ki? Bu neyin kompleksi? Değiştiremeyeceğin şeye neden saplanıp kalırsın? Garip. Aslında geçmişi bilmek bazen sadece güven verirken bazen korkutur. Bana geçmişi bilmek gözü bozuk bir insanın gözlük taktığı zaman hissetmiş olduğu o güven duygusunu veriyor. Gözlüksüz her şey puslu. Adım atmak ürkütücü, nereye takılacağın meçhul. Sanki zifiri karanlıkta yürür gibi. Geçmiyor bir de iyi mi?
Insanlar en çok keşke, bu yaşananları aklımdan silebilsem diyorlar bazen. Hoşlarına gitmeyen bir şey olduğunda ya da ben çok unutkanım yaa! diyorlar ama zorlasalar kendilerini bir şekilde hatırlayacaklar. Ya zorlasanız da hatırlayamadıklarınız? Siz hiç saatlerinizi unuttunuz mu? Anlarınızı ve hatıralarınızı? Unutanlar zaten okumuyor şuan bu yazımı? Yaşa takılanlar! 😅 tam her şey yolundayken ağrı sızı kalmamışken her şeye şükrederken unuttuklarımız. Ee unuttuklarımızı unuttuğumuzun farkındaysak unutmuş olmayız ki! Ya farkında değilsek... birileri kızım dalga mı geçiyorsun durup durup ninemi geçtin diyorsa? Ya bir gün ansızın trafikte biri kolunuzu hızlıca çekip o yanan ışığın sizin için bir anlam ifade etmediginin farkına vardıysa... yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var. derim. Unutmak hiç de sanıldığı kadar mutlu etmiyor insanı. O zifiri karanlıkta bir işaret arıyorsun. Ama hatırlamıyorsun. Zorlama!
Ben hep yazılarıma bazen ile başlardım. Bazen ne güzel bir kelime. Ne tam var ne tam eksik. Her şey gibi...
Ne geldi bak aklıma peygamber devesi. Neyse iki saat onu anlatacak değilim. Merak eden açsın okusun kimin nesi? Öyle geldi aklıma işte. Neyse ki garip bir zihin yapım var ki aklıma şimdi bir de Belemir geldi. O canlı renk o heyecan o tutku. Peygamber çiçeği derler. Çöldeki utku. Hep gidecek mi akıl biraz da gelsin. Ne getirdiği önemli değil artsın eksilmesin. Asya kışında is kokuları bir yandan, tren sesi öbür yandan. Dağlardan esen rüzgar, gökte cânım hilâl. Asya gecesi de ayaz olmalı. Yayını kalbime ayzıt asalı. Atsız misal. Heyecanımız bitmesin ey zaman!. Her an yenilenip değişmek lazım. Geçmiş geçmişte kaldı.
Gelecek peki gelecek mi gönlü var mı serserinin? Bir deli poyraz kendisi. Gelecek meçhul. Insan geleceğini değiştirebilir mi? Gelecek ya hani gelmese ne olacak? Şimdi yapacak o işi şimdi ta şurada şuanda şurda bi yerde... şoralar var bilen bilir. Bu aralar ben oralarda değilim. Sanki yarın yokmuş gibi son kelimelerim. Ne katabilirsem hayata. Bir balbal dikemeyiz belki. Bir resim çizemeyiz. Bir Tonyukuk değiliz. Ama kalsın bizden de bir kaç cümle. Bizlerde adet öldükten sonra okunur yazılan. Halbuki yazılanı yaşıyoruz Adem'den beri. Yazılan yaşanmaya değer mi ki? Ee kendimiz yazdıysak ya o yazıyı ezelden? Kalu belada verdilerse elimize defteri. Iyi yazamayanlar, hayal yoksunları, yazıya hakkını verenler. Ben demek ki o zamanlar bilmiyormuşum yazmayı. Kalem kimin kalemi? Yazılan verildiyse ellere tek tek. Adaletsiz padişahın şeytanlar girsin köşküne mi demek gerek. Hâşâ! Kadere iman ettik biz hamdolsun!
Estağfurullah ne demek efendim! Biz yokluğu sevenlerdeniz.
Insan işte alınca alması gereken yaşta sevgiyi, inancı, merhameti. Basmayı öğrenince ayak yere sağlam. Yanınca dilimiz sıcak sütten öğreniyoruz hayatı emekleyerek baştan. Sürünerek sondan. Dimdik olduğumuz zamanlar gururlu mahmur. Yol vız gelir yol da birikmez. Yol eksilir. Yol bitmez derler bir de dervişler. Dünya niye küçük dersiniz o vakit? Yaşıyoruz işte yalan yanlış. Çelişkiler yumağında. Bi ayağımın bastığı yeri bir de göğü yıldızı ayı bilirim. Güneş bana göre değil. Karanlıklar içindeyim. Aydınlanma çağı çok gerekmiş gibi aydınlanmayan adamlar aydın olmuş. Gözleri de günleri de aydın olsun ne deyim.!
Geçmiş günü yâd edip geleceğe selamlar ederim. Geçmişlerimizin ruhuna Fatiha yarınlara esenlikler dilerim. Şimdi yok bir saniye sonrası, yarın, kaç yarın eskittim. Sorma o da bende kalsın! Yazılanı yaşayanlara kendiyle konuşanlardan selam olsun!. 😁🤘🙋♀️
02:45/ 30.01.23 |fk
29 Ocak 2023 Pazar
12 Ocak 2023 Perşembe
Yokluğu Sevmek
Bir insanı sevmeye önce yokluğundan başlarsın der bir yazar. Ne kadar zor değil mi yokluğa tutunmak onu sevmek... beklemek ama gelmeyecek olduğunu bilmek. Ve bu umutsuzluk ile yaşamak. Burnumun ucunu sızlatıyor. Çok zor düşünsenize! Ona dokunamamak, hissedememek, öpüp koklayamamak, hayal aleminde de yaşayamazsın ki. Insanoğlu yetinmeyi bilmez. Bazen hayal de olsa tatmin eder. Ama insan böyle de delirmez mi? Delilik aklın insanı terketmesi değil miydi? Insan sırf o his için meczup olmaz mı? O beni terketmeden ben onu terkedeyim der aklına. Bir şansı daha olsa gidene gitme demek isterdi. Sanki mümkünmüş gibi. Ama gitmeyi arzu etmese de gitmek zorunda olduğu yerdeyse. Ve seni izliyorsa güzel yaşaman için tüm enerjisini sana üflüyorsa. Ahh gidenler! En çok korktuğum şey yüzünüzü unutmak. Ve geldiğimde size kavuşamamak. Ahhh! Ne ahlar çekerim daha ben. Vahlar da ahlar da bana. Yokluğu sevmek çok ağır. Bir gülüş bir sarılma. Hisli ama gölgesiz veda. Yokluğu sevmek ceza. Sanki tüm günahları sen işlemişsin, cehennemin dibindesin, kara yere girmişsin, cellad sensin, kütükteki baş da sen, yokluk var ya, kocaman bir ukde, yetişemediğim gök kuşağı, ağır bir pamuk yığını, yokluk dilindeki acı his, çıkaramadığın ses... yokluk bela be! Şaha kalkmış atın yere sert vuran ayak sesleri. Yokluk çöldeki vaha, var ama belki rüya...
Varlığı herkes sever. Tüm maharet yokluğu sevebilmekte. Biz alışkınız zaten hep yokluğu sevmeye. İnanamaya ve özlemeye.
Saf bir gerçeklik ama perde arkasında. Hissediyorsun ama dokunamıyorsun. Tüğlerin diken diken, ses yok, iz yok, üçüncü boyut. Ama kapısı yok. Aynı yerde ama yok. Var mıyız ki? Var olmak nedir tarif et bi!
Görmeden sevmedik mi Hz. Muhammed'i? Allah gözle görülür bir varlık mıydı ki? Yüreğimize yerleşmedi mi kulağımıza okunan ezan sesi. Giderken uğurlandığımız selâlar. Ezan da bir Selâ da. Allah birdir can da bir. Şu yaratılan evren şu kâinat şahittir. Bir perde ki görülmez kalksa akıl kabul etmez. Görmeden de sevdik. Yokluğu sevmeye yaratılıştan bağışıklığımız var. Yokluk sevilir zaten ancak, sonsuza kadar. Sonuna kadar. Görmeden sevdiklerimiz tarihte kaldı. Tekrar görememek o özlem kalbi daralttı. Ya gördüklerimiz yoktan var edilen şu dünyada kimseye kalmayan şu yalan dünyada, ya gördüklerimiz neydi? Tanıdık bir rastlantı. Biz yaşadık bu hayatı. Hep beraber. O yüzden gönülden sevdik görmeye ihtiyaç duymadan sanki.
Keşke gerçek olsa Hz. Yusuf ile zindanda, Hz. Muhammed ile Hira'da, Kürşat ile aynı meydan okuyuş, Fatih'le aynı dilek, Atatürk ile yoldaşlık bu devre dik gülüşümüz olsa. Var olsa Atsız. Tanıdıklık tanıklığımızdan. Tufan'da boğulmadık, çarmıha gerilmedik, ateşe atılmadık nasıl olsa. Uçsuz bucaksız vadileri yurt yapmadık kendimize, kopuzumuzun teli ün salarken denize Oğuzkağan payına düşeni paylarken kırdığı okla, Attila gibi Avrupa, Cengizhan ki hanlar hanı, Alparslan'a öğüt Alper Tunga'dan, Tomris kesti başı hiç düşünmeden. Inancımız ile sevdamız bir döşte. Tanrıdağlarına bakarak Göktanrı'ya ettiğimiz secde. Biz demedik mi görmeden sevdik diye.
Ama yokluğu sevmek güç ister önce. Yokluğu ancak varlıktan çıkararak tarif mümkün. Arife de tarif ne mümkün. Biz yokluğun Arifi olmuşuz. Yokluğa düşmek kârımız olmuş. Kavuşmak varsa, ucunda ölüm, yokluk dünyası. Varmıydık ki yok olalım davası. Sandık ki bize kalacak dünya. Kime kaldı ki dünya ölmeyen var mı can taşıyıp. Emanete bir süre vekalet bizimkisi. Yokmuşuz bildik doğrusu.
Yokluğu yine de sevmek çok zor. Yok olmadan farkına varanlardan olalım. Geceniz ayaz zaten rüyanız serin olsun. Yıldızlı gökte bir yıldızınız var olsun. Ay ile aydınlansın kalpleriniz. Sisleri kalksın kalplerinizden kötülüğün. Dualarınız varsa da cümleten kabul olsun. Esen kalın. 😘
13.01.23/02:31|fk
Varlığı herkes sever. Tüm maharet yokluğu sevebilmekte. Biz alışkınız zaten hep yokluğu sevmeye. İnanamaya ve özlemeye.
Saf bir gerçeklik ama perde arkasında. Hissediyorsun ama dokunamıyorsun. Tüğlerin diken diken, ses yok, iz yok, üçüncü boyut. Ama kapısı yok. Aynı yerde ama yok. Var mıyız ki? Var olmak nedir tarif et bi!
Görmeden sevmedik mi Hz. Muhammed'i? Allah gözle görülür bir varlık mıydı ki? Yüreğimize yerleşmedi mi kulağımıza okunan ezan sesi. Giderken uğurlandığımız selâlar. Ezan da bir Selâ da. Allah birdir can da bir. Şu yaratılan evren şu kâinat şahittir. Bir perde ki görülmez kalksa akıl kabul etmez. Görmeden de sevdik. Yokluğu sevmeye yaratılıştan bağışıklığımız var. Yokluk sevilir zaten ancak, sonsuza kadar. Sonuna kadar. Görmeden sevdiklerimiz tarihte kaldı. Tekrar görememek o özlem kalbi daralttı. Ya gördüklerimiz yoktan var edilen şu dünyada kimseye kalmayan şu yalan dünyada, ya gördüklerimiz neydi? Tanıdık bir rastlantı. Biz yaşadık bu hayatı. Hep beraber. O yüzden gönülden sevdik görmeye ihtiyaç duymadan sanki.
Keşke gerçek olsa Hz. Yusuf ile zindanda, Hz. Muhammed ile Hira'da, Kürşat ile aynı meydan okuyuş, Fatih'le aynı dilek, Atatürk ile yoldaşlık bu devre dik gülüşümüz olsa. Var olsa Atsız. Tanıdıklık tanıklığımızdan. Tufan'da boğulmadık, çarmıha gerilmedik, ateşe atılmadık nasıl olsa. Uçsuz bucaksız vadileri yurt yapmadık kendimize, kopuzumuzun teli ün salarken denize Oğuzkağan payına düşeni paylarken kırdığı okla, Attila gibi Avrupa, Cengizhan ki hanlar hanı, Alparslan'a öğüt Alper Tunga'dan, Tomris kesti başı hiç düşünmeden. Inancımız ile sevdamız bir döşte. Tanrıdağlarına bakarak Göktanrı'ya ettiğimiz secde. Biz demedik mi görmeden sevdik diye.
Ama yokluğu sevmek güç ister önce. Yokluğu ancak varlıktan çıkararak tarif mümkün. Arife de tarif ne mümkün. Biz yokluğun Arifi olmuşuz. Yokluğa düşmek kârımız olmuş. Kavuşmak varsa, ucunda ölüm, yokluk dünyası. Varmıydık ki yok olalım davası. Sandık ki bize kalacak dünya. Kime kaldı ki dünya ölmeyen var mı can taşıyıp. Emanete bir süre vekalet bizimkisi. Yokmuşuz bildik doğrusu.
Yokluğu yine de sevmek çok zor. Yok olmadan farkına varanlardan olalım. Geceniz ayaz zaten rüyanız serin olsun. Yıldızlı gökte bir yıldızınız var olsun. Ay ile aydınlansın kalpleriniz. Sisleri kalksın kalplerinizden kötülüğün. Dualarınız varsa da cümleten kabul olsun. Esen kalın. 😘
13.01.23/02:31|fk
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
hevessizleştirildik🍂
Tam 00:00'ı gösteriyorken saat, dilime dolanmış son bir kaç yılımı özetleyen bir şarkı. "Sabır öylece kaldı da sabredeni söyle kim ...
-
Fatımalar düşkündür babalarına, babalarından sonra kalmak mirastır Hz. Fatıma'dan onlara... 25.05.19/03:27|fatikozanoğlu
-
Hiç giymediğim kıyafetlerim oldu yıllar var. Kiminin bedeni uymadı. Yokluk gördük çok zaman. Birileri verdi koyduk bir köşeye. Giyilmedi, gi...
-
Bir arkadaşım var, her ne kadar tanımasam da kimdir, necidir bilmesem de... ben kendime "yazarak konuşanlar" derken o "sonral...